MODA, NE ŞIK BİR SEMTTİN AMA


Şifa Sokak, kapı önünde duran kırmızı otomobil ! Araba değil, otomobil. Güzel bir köşk, deniz kıyısında. Doktor, sosyete doktoru. Kayıkhanesinde sürat teknesi var, su kayağı da yapıyor. Adı Mahmut'tu galiba, okuyorum bir yerlerde, bir romanda bile karşıma çıkıyor. Ben merak ediyorum ve Moda'ya gidiyorum, Şifa Sokağa, doktorun köşkünü aramaya.
Bahariye Caddesini geçiyorum, meydana geldiğimde sola dönüyorum. St. Joseph Lisesi'nin yanından aşağı doğru yürürken, sosyal tesisinde keyifli geceler geçirdiğimizi yad ediyorum, sirtakili.
Solda, eskiden kalmış ahşap cepheli süslü bir kaç ev var. Sağdaki ilk sokağa dalıyorum. Ağaçlar var, bahçeler de, gözlere şifalı gibi sokak.
Ben yazıyorum da, off of, Buika ne güzel söylüyor yaa, ''No habre nadie en el mundo'' yani diyor ki, 'Dünyada kimse olmayacak' . Doktor, hani kırmızı otomobilli, Marmara kıyılarında kayak yapan, onun evini görmeye gidecektim. Solda, apartmanın girişinde, bahçede şık bir kafe, geçtim. Sahil yoluna inen merdivenlerin yukarısında bir köşk, Dr. Mahmut Ata'nın köşkü, şimdi özel bir okul.
Şık, hem de çok, cephesinde süslemeler. Kayıkhane yok tabii. Asansör yaptırmıştı zamanında doktorumuz, şimdi doldurulmuş, deniz uzakta kalmış. Şifa, artık, denizle bitmiyor, merdivenlerden inip, sahil yolunu geçince denizle buluşuluyor.
Düşünüyorum düşünüyorum hatırlayamıyorum, hangi iki yazardı, o zamanlar moda olan Şifa Sokak'ta, turlayan. Vapurdan inip, akşam turu için volta atmaya gittiklerini okuduğumu hatırlıyorum ama, kim olduklarını bulamıyorum..
Ahmet Hamdi Tanpınar mıydı Ahmet Haşim'le? Tanpınar'ın şimdi yine okul olan Kadıköy Kız Lisesi'nde öğretmenlik yaptığı dönemde, aynı okulda öğretmenlik yapan arkadaşlarıyla, Yeldeğiirmeni'nin kıyısından, Karacaahmet'ten ürkerek geçip, Üsküdar Amerikan Kız Lisesi'ne yürüyerek gittiklerini de okuduğumu hatırlıyorum.
Doktora dönelim, Doktor Mahmut Ata, bir katını ameliyathane yaptığı köşkünü satıp aynı sokakta bir apartman dairesinde oturmuş sonra. Şifa çıkmaz sokak olmuş. Köşk okul olmuş.
Buika devam ediyor, buğulu sesiyle ne güzel söylüyor,
Kimse olmayacak bu dünyada
Sular özgür olduğundan beri
Kaynaklar arasında özgürce yaşar,
Yaseminler ağlamaklı
Ve ben anlamıyorum
Güzelim nasıl olur da gözlerinde sadece çöller var?
Doktor Mahmut Ata'nın, kırmızı arabasıyla dolaştığı Moda sokaklarını, köşkünde verdiği partileri, evinin karşı köşesinde Avukat Hasan Fehmi Bey'in evinde sürgün komşusu Troçki'yi düşünüyorum.
Sahile inmiyorum, doktorun köşkünü, Troçki'nin adımladığı sokağı, yazarların voltasının izlerini izledim, geri dönüp, dondurma yemeye gidiyorum.
Moda, ne şık bir semttin ya, hala öylesin ama....

Yorumlar