Renkli bir diyardayiz, hele biraz önce yanımdan gecen çingene pembesi yoresel tunik ve pantolonlu iki hermafroditi görunce, bundan iyice emin oldum. O nasıl makyaj, o nasıl endam, o nasıl yürüyüş.
Nehre paralel uzayan sokakta sağ yanımdan onlar geçerken, sol yanımdan da bir inek salina salina geçiyordu. El arabasının bir köşesine kendisi oturmuş bir seyyar satıcı da, enteresan bir kuruyemiş satmanın peşindeydi.
Aşramlar hareketlenmiş, sokağın bir yerinde ise dumanı çıkan güğümlerden bedava süt dağıtımı başlamıştı. Evet, Hindistan'dayiz, Himalayalara yakin, yoganin başkenti sayılan Rishikesh'te. Ve, Rishikesh'te son günümüzde, benim için bir ilki deneyecegim. İlk raftingimi Ganj'da yapma zevkini ve heyecanını yasamaya hazirlanıyorum.
Raftingin başlangıç noktasına jiple gidiş ve arada bir mola dahil 3.5 saat sürecek 18 km.lik 3+ zorlukta bir parkurumuz var. Saat sabah 07.00, hava güneşli ama serin. Pisikolojik olarak Turkiye'nin subat ayındayız ve ıslanınca üşürüm modundayım. Önceki gün yürüyüşte güneşi görüp, terliyken kazağımı çıkarınca, hafiften nezle durumum da var.
Rafting firmasının verdiği su geçirmez kıyafetlerimizi, can yeleklerimizi giyip, kasklarımızı takıyoruz. Jipimizin üzerinden botlarımızı nehrin kıyısına taşıyoruz. Ekip başı brifingimizi veriyor. Olur da suya düşen olursa ne yapılması gerektiğini de anlatıyor. Yardım ekibi olmak üzere de, kanoyla bir elemanın bizimle seyredeceğini söylüyor
Nehirde yol alırken bazı kıyılarda şık çadırlar ve güneşlenme yerleri görüyoruz. Ekip başımız sadece rafting ve trekking yapmak için, bu çadırlarlarda 2-3 günlük ve 1 haftalık turlar olduğunu söylüyor. Nehir boyunca heyecan yaratan rapidlere isimler verilmiş.
''Üç Kör Fare'' girdabında, birinci girdaba girdiğinde ikinciyi, ikinciye girdiğinde üçüncüyü görmüyorsun. ''Return To Sender'' da ise girdab seni başladğın yere geri gönderiyor. En heyecan vericilerden biri ''God Force''du. Bu arada akıntının az olduğu bazı yerlerde isteyen, yüzebiliyor diyemeyeceğim ama, akıntıya kendini bırakabiliyor. (Dianna ve Fatoş kulaklarınız çınlasın). Bazen de istemeseniz de, kendinizi suda bulup, Ganj'ın derinliklerinde çekim yapabiliyorsunuz (Apo, sen Ganj'a girmesen sualtı videomuz olmayacaktı :))).
Rishikesh'te akşamları nehrin kıyısında basamaklarda dini ritüelleri seyretmek, küçük odacıklarda etnik müzik dinleyerek elinize aldığınız aletlerle onlara eslik etmek, şehrin iki yakasını birbirine bağlayan iki uzun asma köprüden maymunların eşliğinde yürümek, hepsi bu ülkenin renklerinden.
Hindistan anlatılmaz, yaşanır sözü çok doğru.
Sbt. 2011
Yorumlar
Yorum Gönder