Ben ki, semtlerin uzak yakın tarihleriyle o kadar ilgilenirim, otuz üç yıl oturduğum Bahçelievler'in, diplomatik krize sebep olmuş bir olayını, daha doğrusu olayın odak noktasındaki kadınının, bir dönem, bir cadde uzağımızda yaşamış olduğu haberini (bilgisini mi desem!)atlamışım.
Diplomatik krize sebep oluşu, işin içinde bir devlet başkanı oluşundan. 1959 yılının nisan ayında, Endonezya devlet başkanı Ahmed Sukarno (1902-1970) resmi bir ziyaret için Türkiye'ye geliyor. Sukarno, Hollanda'nın sömürgesi olan adalar topluluğu Endonezya'yı bağımsızlığa kavuşturan (1945), daha sonra da ilk devlet başkanı olarak ülkeyi yöneten, fakir bir ailenin mühendis çocuğu olarak başladığı milliyetçi davasını, çoook zengin, ama devrik başkan olarak, göz hapsinde evinde sonlandıran bir başkan.
Gazetelere sonradan yansıyan haberlere göre (tabii ki açık açık değil 😌) ülkemizi ziyaretinde, başkanının gecelerini yalnız geçirmek istemediği sorunu, uygun bir diplomasi trafiği sonucu, Lüks Nermin'e baş vurularak çözümleniyor. Lüks Nermin, döneminin Fransa'daki meslekdaşlarını aratmayacak kalitede olan Beyoğlu'ndaki evleriyle tanınan ve müşterileri arasındaki üst düzey kişiler nedeniyle korunup kollanan bir randevu evi sahibi.
Lüks Nermin, sadece evindeki çalışanlarla değil, bağlantı kurduğu bazı şöhretli yıldızlarla da iş görüşmeleri yapıyor 😉 Başkana eşlik edecek güzel ayarlanıyor, bazı gazetecilerin yazdığına göre, başkan İstanbul'da bir gün de fazla kalıyor ve Varşova'ya hareket ediyor (bazı gazeteciler ülkesine döndüğünü yazıyor) Bir hafta sonra teşekkür bekleyen diplomatlarımıza, başkanın cinsel bir hastalığa yakalandığını bildiren bir mektup ulaşıyor. Aralar bozuluyor, ama esas kabak Lüks Nermin'in başında patlıyor.
Lüks Nermin'in kendisinin oturduğu ev, yukarıda da bahsettiğim, o yıllarda yeni yeni oluşmakta olan Bahçelievler semtinin Köşkler denilen mevkiinde. Yani, yerinde şimdi simitine bayıldığımız Taşçı Fırın'ın olduğu yerdeki (o caddede oturanların duydukları ve bildiklerine göre) köşkünde oturuyor. Korunduğu ve kollandığı zamanların aksine, evinde Amerikan sigarası, yabancı para ve gümrüksüz eşya bulundurma suçlarından yargılanan ve büyük bir para cezasına çarptırılan Lüks Nermin, hapse girmekten de kurtulamıyor.
1960 İhtilali'nde serbest bırakıldıktan sonra, Yassıada Mahkemeleri sırasında, kendini şahit yazdırarak, bir nevi intikam alan Lüks Nermin'in (asıl adı Şaziye Topçu Zeren) işleri bir daha eski düzenine girmiyor ve adı da, sanı da gündemden siliniyor.
70'li yıllarda, belki de dünya sosyetesindeki yeri nedeniyle çok gündeme geldiğinden mi bilmem, gazetelerden aklımda kalan bir isim vardı, Ratna Sara Dewi. İşte o Ratna Sara, Türkiye ziyaretinden üç yıl sonra Ahmed Sukarno ile evlenip, 1970'de dul kalan, serveti bitmek bilmeyen, güzel bir Japon kadınıydı. Onu da buraya ekleyip, yazıyı bitiriyorum. 😌
Not: Fotoğraflar internette belgeselden.
Yorumlar
Yorum Gönder