Yıl 1961, aylardan nisan. İki dost Paris'te bir kafede oturuyor. Onlardan biri Nazım Hikmet, diğeri Abidin Dino. Hapishane yıllarından beri muzdarip olduğu (...Tuttu yine bacağımın siyatik ağrısı/ Ve unutma ki/ daima iyi şeyler düşünmeli bir mahpusun karısı) siyatik ağrıları iyice azmış olan Nazım Hikmet, tuvalete giden merdivenleri çıkmak için Dino'dan yardım istiyor.
Onlar tam merdiven sahanlığındayken, radyodan Rusça bir anons kulaklarına çarpıyor. İkisi de durup, kulak veriyor. Konuşan Yuri Gagarin, uzaydaki ilk insan. Masalarına oturduklarında, iki büyük sanatçı kağıt kaleme sarılıyor. Biri çiziyor, diğeri yazıyor. Tarih 12 Nisan 1961, konu Gagarin.
Bu anekdotu, Paris'te Abidin Dino'nun sık sık misafiri olmuş olan usta savaş muhabiri, belgeselci Coşkun Aral, Abidin bağlantılı olarak Picasso'lu, kaç kez kendisini tanımadan 'soğanlı omlet yaptım' dediği John Berger'li anılarının yanında anlatıyor. Hele biri var ki, Moskova'da, kalabalık bir grupla, bir Nazım'ı anma gecesinde Vera'nın misafiriyken, Can Dündar'la yaşadıkları, ben anlatmayayım, Coşkun Aral'dan dinleyin siz de. (Merak edenler için, yazacağım nereden.)
Ben şimdi satırlarımda, o anıları dinlerken Gagarin anımsatmasıyla hatırladığım, Moskova'daki uzay merkezine götüreceğim sizi.
2007 yılında DDY (bir şirketlle ortak) içinde tren bağlantısı olan yurtdışı turlar düzenliyordu. Uçakla Moskova, Moskova - St. Petersburg arası tren (rahat koltuklarda oturup, zarflı bardaklardan çay içerken, sonsuz kayın ormanlarından geçtiğimiz güzel bir yolculuktu) St. Petersburg'dan uçakla dönüş.
Bu seyahatin Moskova ayağındaki gezilerimizden biri, Moskova'ya 25 km. uzaklıktaki Star City'yeydi. Star City, aralarında Yuri Gagarin'in de yetiştiği, kozmonot eğitim merkezi. MIR ve SOYUZ'ları görüp, kozmonotların eğitildiği simülasyon aletlerinden tutun da, uzay koşullarının taklit edildiği laboratuvarlara, büyük havuzlara, ne yiyip içtiklerine kadar bilgi verip, birçok yeri gezdiriyorlar.
Aslında Star City'yi, kozmonotların yaşadığı kasabanın bir bölümü gibi düşünün. Bölgeye girişte, sizi Gagarin'in bir heykeli karşılıyor. Vostok uzay aracı ile uzaya gönderilmek üzere, hem psikolojik, hem de fiziksel birçok sınava tabii tutulan yirmi kişi arasından seçilen Gagarin'in, hepsinde üstün başarı göstermesinin yanında, bir avantajı daha vardı. Çok küçük olan kabinde, ona daha rahat hareket imkanını sağlayacak olan boyu. 1.57 cm. olan boyunun kısalığını, bu heykelden bile anlayabiliyor insan.
İşte bu 1.57 cm.lik boy, kozmonot Gagarin'le ortak noktamız. Ama üç ortak noktamız daha olduğunu söyleyebilirim 😊 İkimiz de Moskova'da bulunduk, ikimiz de Kril Alfabesi'ni biliyoruz ( Moskova Metrolarında işime yarayacağını düşünerek öğrenmiştim ve çoook işimize yaradı) ve ikimiz de Nazım Hikmet'i yazdıklarından tanıdık ve sevdik.((Bir arkadaşının anlattığına göre, Gagarin gençliğinde ısrarla onları Nazım Hikmet'i dinlemeye götürürmüş.)
Not :
-Çok isterdim arşivimdeki Star City ftğrflarını yazıma eklemeyi, ancak şu an yanımda değil. Sadece daha önce paylaştığım 2 ft. var, diğerleri internet ortamından.
-Coşkun Aral'ı dinlemek için, Nasıl Olunur podcast, Nilay Örnek.
https://youtu.be/0Na1ObAAD7s?si=iIYKsGInBjBVuXS9
Ayrıca Coşkun Aral'ın you tube'da kendi programları var.
Yorumlar
Yorum Gönder