Mayıs 2007
Bazı şehirler yağmurla, bazıları güneşle özdeşleşir ya, Moskova da soğukla özdeşmişti benim için.Seyrettiğim çoğu Rus filminde havanın karlı, buzlu oluşundan mı, Sibirya'nın etkisinden mi her nedense....Ama Moskova'ya gitiğimde 36 dereceye dayanan bir sıcağın ortasında buldum kendimi. Sadece hava mı sıcaktı? Hayır ortam da, insanları da.
Moskova'da ve Petersburg'da tanıştığımız Katya, Maşa ve Saşa hem esprili, hem güleryüzlü sıcacık insanlar. Sokaklarda gördüğüm bir demet çiçeğiyle evine giden kadınlar. Ellerinde bira şişeleri parklarda kay kaylarıyla ordan oraya kayan gençler. Metrolarda başını kaldırmadan kitabını okuyan, sıcaktan kendini Manej Meydanı'ndaki fıskıyeli havuzlara atıveren genç kızlar. Sokaklar, caddeler, tarih kokan birbirinden güzel binalar, oyuncağa benzeyen süslü rengarenk kubbeli kiliseler..
Mayısın son haftası hem benim gibi soğukla arası iyi olmayanlar, hem de günü uzun yaşayıp Moskova sokaklarını arşınlamak isteyenler için ideal zamanlardan. Rodi'yle (eşim) yeraltından, yerüstünden rehber kitablarımızla (Dost Yayınları Moskova ve Berlitz Cep Rehberi Moskova-St.Petersburg) Rusya'nın başşehrini keşfetmeye başlıyoruz.
Lise yıllarımda elime geçen dergi ve sözlüklerden (babam otel işletiyordu) grek ve kril alfabesini karıştırarak kendime özel bir alfabe yapmış, sonraki yıllarda uzun müddet günlüklerimi o alfabeyle tutmuştum.Yani kril alfabesine çok yabancı değildim. Beş altı yıl önce de, annesi Rus olan Moldova'lı bir arkadaşımdan birkaç Rusça ders de almış ama , kelime ezberlemek zor gelince Rusça öğrenme sevdasından vazgeçmiştim . Bu kadarının bile bu gezimizde çok işimize yaradığını söylemek isterim. Çünkü Moskova'da metro istasyonlarındaki yönlendirme levhaları ve bazı müzelerin isim tabelaları sadece kril alfabesiyle yazılı.
Tverskaya metro istasyonu girişi
Tverskaya metro istasyonu girişi
Otelimiz Cosmos 1980 Moskova Olimpiyat oyunları için Fransızlarla ortak yapılmış, 1780 odalı dev bir otel. Heykel diyarı Rusya'da ilk karşılaştığımız heykel Cosmos Otelin önündeki De Gaulle heykeli oluyor. Vdnkh metro istasyonu otelin önündeki Prospect Mira caddesinde otelin karşı tarafında kalıyor. Moskova'nın ana yol sistemi birbirine iki halkayla bağlı güneş ışınları şeklinde. Prospect Mira bu ışın şeklindeki yolların kuzeyde olanlarından biri.
Cosmos Otel Tüm Rusya Segi Merkezi (pencereden)
Yirmiikinci kattaki odamızın penceresi Tüm Rusya Sergi Merkezi'ne bakıyor. Sergi merkezinden başlayalım diyoruz ve Moskova'da genellikle çok geniş olan caddedeleri karşıya geçmek için kullanılan alt geçide doğru yürüyoruz. Kaldırımlar oldukça geniş ve ilk izlenimlerimiz arasına yerlerde gördüğümüz bozuk paralar giriyor. Hatta ilk gördüğümü, para buldum diye yerden alıyorum bile.Seyyar tezgahlarda da satılan şişe suyun fiyatının 40 ruble olduğunu düşünürsek, yollara atılan bu 1-2 hatta 5 kopeğin bir işe yaramadığı anlaşılır (100 kopek 1 ruble-1 dolar 20 ruble 2007 değerleri). İndiğimiz alt geçitte çok küçük dükkanlar var. Bu dükkanların bazıları öyle küçük ki içine vitrinlerden başka bir de satıcı ancak sığıyor. Satıcıların çoğu kadın. Ya kitap okuyor ya da birşey örüyorlar.
Cosmos Otel Tüm Rusya Segi Merkezi (pencereden)
Yirmiikinci kattaki odamızın penceresi Tüm Rusya Sergi Merkezi'ne bakıyor. Sergi merkezinden başlayalım diyoruz ve Moskova'da genellikle çok geniş olan caddedeleri karşıya geçmek için kullanılan alt geçide doğru yürüyoruz. Kaldırımlar oldukça geniş ve ilk izlenimlerimiz arasına yerlerde gördüğümüz bozuk paralar giriyor. Hatta ilk gördüğümü, para buldum diye yerden alıyorum bile.Seyyar tezgahlarda da satılan şişe suyun fiyatının 40 ruble olduğunu düşünürsek, yollara atılan bu 1-2 hatta 5 kopeğin bir işe yaramadığı anlaşılır (100 kopek 1 ruble-1 dolar 20 ruble 2007 değerleri). İndiğimiz alt geçitte çok küçük dükkanlar var. Bu dükkanların bazıları öyle küçük ki içine vitrinlerden başka bir de satıcı ancak sığıyor. Satıcıların çoğu kadın. Ya kitap okuyor ya da birşey örüyorlar.
Tüm Rusya Sergi Merkezi Stalin zamanında Sovyet halkı ve rakipleri üzerinde unutulmaz izler bırakması düşüncesiyle yapılan; içinde binalar, çeşmeler, meydanlar, Sovyet döneminin çeşitli halklarının kültür ve sanatının sergilendiği pavyonlar bulunan çok geniş bir alana yayılmış fuar alanı. Alana tapınağı andıran, üzerinde elinde buğday başakları tutan bir erkek ve kadın heykeliyle taçlandırılmış anıt kapıdan giriliyor. Aynı zamanda yeşil alan olan bu bölgedeki Gorki Park'ta (asıl Gorki park Moskova merkezde çok güzel bir park) çok büyük de bir Lunapark var. Ayrıca uzayda ilk kez gezen kozmonot Yuri Gagarin'in 108 saat saatlik uçuşunu yaptığı Vostok-1 uzay aracı Sergi Merkezi kapsamındaki Uzay Müzesinde sergileniyor.
Gece Kızıl Meydan, sağdaki bina Gum,;soldaki kulenin tepesinde kızıl yıldız
Hava çok geç kararıyor. Moskova dendiğinde akla gelen ilk yer olan Kızıl Meydanı önce ışıklandırılmış haliyle görmek istiyoruz. Gerçekten bu meydanın dünyanın hiç bir yerindeki meydanlara benzemeyen bir görüntüsü var. Külah şeklinde çift yeşil kuleli Diriliş Kapısından girildiğinde önümüzde hiç kesintisiz ve engelsiz bir düzlük uzayıp gidiyor .
Gece Kızıl Meydan, sağdaki bina Gum,;soldaki kulenin tepesinde kızıl yıldız
Hava çok geç kararıyor. Moskova dendiğinde akla gelen ilk yer olan Kızıl Meydanı önce ışıklandırılmış haliyle görmek istiyoruz. Gerçekten bu meydanın dünyanın hiç bir yerindeki meydanlara benzemeyen bir görüntüsü var. Külah şeklinde çift yeşil kuleli Diriliş Kapısından girildiğinde önümüzde hiç kesintisiz ve engelsiz bir düzlük uzayıp gidiyor .
Yerdeki arnavut kaldırımı kaplamalara sol taraftan Gum'un her bir detayının ışıklandırılmış pırıltıları yansıyor. Sağda ise Kremlin'in kubbelerinden birinin üzerindeki Kızıl Yıldız gökyüzündeymiş gibi duruyor.Tam karşıda, meydanın ucunda da Aziz Vasili Katedrali aydınlatılmış olarak kareyi tamamlıyor. Katedral öyle güzel olmuş ki bir benzerinin daha olmasını istemeyen Korkunç İvan yapan mimara "istersem bundan bir tane daha yapar mısın?" diye sorduğunda,evet diyen mimar gözlerinden olmuş.
Sonraki günlerde günde birkaç kez geçeceğimiz Kızıl Meydan'da bu kapıdan girildiğinde sağ tarafında sırayla Tarih Müzesi, Kremlin'in duvarları ve duvarların arkasında Kremlin'in yapıları, duvarın önünde Lenin'in Mozolesi var. Meydanın girişinde hemen solda ise bir gün ayine de rastladığımız küçük Kazan Katedrali ve Gum alışveriş merkezi sıralanıyor. Şimdi ünlü markaların satıldığı, önceleri kapalı çarşı olan, Stalin döneminde ise ofis olarak kullanılıp, ta ki Nadejda'nın (Stalin'in eşi) intiharından sonra, burada onun ölü bedeninin ziyarete açılmasına kadar halka kapatılan Gum, doksanlı yıllarda gördüğü restorasyonlarla davetkar bir şekilde ziyaretçilerini bekliyor.
GUM Alışveriş Merkezi
Fıskıyeli küçük süs havuzlarından yayılan su sesi, güneşin bütün ışıklarını içeri veren cam tavanı, müşteri görmediğimiz boş ama şık dekore edilmiş mağazaları, restoranları ve kafeleriyle Gum'a bir göz atmak, ama meydana bakan Basco Kafe'sinde oturup Kızıl meydan manzaralı bir kahve içmek gerekiyor.
GUM Alışveriş Merkezi
Fıskıyeli küçük süs havuzlarından yayılan su sesi, güneşin bütün ışıklarını içeri veren cam tavanı, müşteri görmediğimiz boş ama şık dekore edilmiş mağazaları, restoranları ve kafeleriyle Gum'a bir göz atmak, ama meydana bakan Basco Kafe'sinde oturup Kızıl meydan manzaralı bir kahve içmek gerekiyor.
Moskova'da, Moskovalıların uzun yıllardır yaşamadıkları sıcak günlerde bulunmamızın bir göstergesi de insanları havuzlarda kanallarda serinlerken görmemizden belli oluyor. Kremlin'in batı duvarları boyunca uzanan Aleksandrovsky Bahçelerinin olduğu yer,önceleri Neglinnaya nehrinin su yatağı imiş.Çar I. Aleksandr, Napolyon'a karşı alınan zaferin anısına, nehrin borularla yer altına alınmasını ve üzerinde bahçeler yapılmasını istemiş. Bu nehir yer altından hala akarken, oluşturulan kanal ve havuzlarda şimdi gençlik serinliyor. Fıskıyelerin altında kıyafetleriyle ıslanırken yaptıkları şamata da Manej Meydanı'nı şenlendiriyor.
Gece Manej Meydanı
Gece Manej Meydanı
Moskova'da kaldığımız dört günde en severek yaptığımız şeylerden biri de Rusların nerdeyse milli tatlıları konumundaki dondurma yemek. Eğer Kızıl Meydan yakınlarındaysak dondurmacımız Manej Meydanın'nın altında yeraltı çarşısındaki dondurmacı. Bu kadar güzel dondurmayı Roma'da yemediğimi çok rahat söyleyebilirim.Ruslar kışın da yiyorlarmış.Kar yağarken, buz gibi bir havada ve sokakta, donmuş bir dondurmayı yemek nasıl olur acaba?
Kışı bilmem ama Aleksandr Bahçelerinin ağaçlarının altında yemyeşil çimlerde Moskova'lılarla güneşin tadını çıkararak,ya da bahçenin sırtını dayadığı Kremlin'in duvarları önünde granit setlere oturup Meçhul Asker Anıtında nöbet değişimini seyrederek, ya da serinlemek için fıskiyelerin altına girenlerin neşeli bağırış çağırışlarını dinleyerek o nefis dondurmaları yemek çok keyifli oluyor.
Kışı bilmem ama Aleksandr Bahçelerinin ağaçlarının altında yemyeşil çimlerde Moskova'lılarla güneşin tadını çıkararak,ya da bahçenin sırtını dayadığı Kremlin'in duvarları önünde granit setlere oturup Meçhul Asker Anıtında nöbet değişimini seyrederek, ya da serinlemek için fıskiyelerin altına girenlerin neşeli bağırış çağırışlarını dinleyerek o nefis dondurmaları yemek çok keyifli oluyor.
Biraz ciddileşip kale anlamına gelen Kremlin'in, duvarlarından içeri girersek bu bölgenin hem Rus mimarisinin, hem de Rönesans mimarisinin bir sentezi olduğunu görüyoruz. Bu duvarların arasında önce ahşap bir saray varmış, sonra yerine çarların ve Sovyet liderlerinin de yaşadığı Kremlin Sarayı yapılmış.Ama bugün Başkanlık İdaresinin olduğu bina Kremlin'in içinde ayrı bir bina .Bir ipucu, Başkan binadaysa bayrak göndere çekilmiş oluyor.
Kremlin'deki katedraller Aziz Vasili gibi rengarenk değil. Katedraller beyaz,ama kubbeleri güneş vurdukça ışık saçan altın kubbeler. İtalyan bir mimarın yaptığı Uspenski Katedrali'nde (Meryem'in Göğe Yükselişi ktdrl.) Rusya'nın en eski ve en önemli üç ikonası ve Korkunç İvan'ın tahtı var. Ayrıca bütün Rus çarlarının taç giyme töreni bu katedralde yapılırmış. Hatta başkent St.Petersburg olduğu zamanlarda bile taç giymek için bu katedrale gelirlermiş.
Meryem'e Müjde Katedrali
Kremlin'deki katedraller Aziz Vasili gibi rengarenk değil. Katedraller beyaz,ama kubbeleri güneş vurdukça ışık saçan altın kubbeler. İtalyan bir mimarın yaptığı Uspenski Katedrali'nde (Meryem'in Göğe Yükselişi ktdrl.) Rusya'nın en eski ve en önemli üç ikonası ve Korkunç İvan'ın tahtı var. Ayrıca bütün Rus çarlarının taç giyme töreni bu katedralde yapılırmış. Hatta başkent St.Petersburg olduğu zamanlarda bile taç giymek için bu katedrale gelirlermiş.
Meryem'e Müjde Katedrali
Blogoveshchensky Katedrali'ninde de (Meryem'e Müjde Ktdrl.) çok değerli ikonalar ve freskler bulunuyor. Meryem'e Müjde Katedralinde vaftiz edilen çarlar, Arkhanjelsky Katedrali'ndeki ( Başmelek Katedrali) defnediliyor.Katedralde kırkaltı lahit var . Altın kubbeli Büyük İvan'ın Çar Kulesi, dünyanın en büyük topu olan ve hiç kullanılmayan kırk tonluk Çar Topu ve yine dünyanın en büyük çanı olan ve kullanılmadan kırılan ikiyüziki tonluk Çar Çanı da Kremlin'in turistik görsellerinden.
Onsekizinci yüzyılın başlarında yapılan çan için rehber kitaplarda, Daha kalıptayken Kremlinde bir yangın çıktığını ve ısınan çanın üzerine de su dökülmesi nedeniyle kırıldığı yazıyor. Üzerinde kabartma süslemeler olan çanın onbir tonluk kırık parçası hala yanında duruyor. Benim en hoşuma giden şeylerden biri de , Kremlin'in surlarından aşağıda akan Moskova Nehrini seyretmek oldu.Surların üzerindeki ondokuz kulenin bazılarından gizli kaçış dehlizleri varmış.
Kremlin'den görüntüler, Meryem'in Göğe Çıkış Katedrali; Çar Çan'ı
Onsekizinci yüzyılın başlarında yapılan çan için rehber kitaplarda, Daha kalıptayken Kremlinde bir yangın çıktığını ve ısınan çanın üzerine de su dökülmesi nedeniyle kırıldığı yazıyor. Üzerinde kabartma süslemeler olan çanın onbir tonluk kırık parçası hala yanında duruyor. Benim en hoşuma giden şeylerden biri de , Kremlin'in surlarından aşağıda akan Moskova Nehrini seyretmek oldu.Surların üzerindeki ondokuz kulenin bazılarından gizli kaçış dehlizleri varmış.
Kremlin'den görüntüler, Meryem'in Göğe Çıkış Katedrali; Çar Çan'ı
Kremlin'den çıkıp, tekrar Kızıl Meydanı turlarken meydana açılan ve güzel binalarla eski bir de kilisenin bulunduğu İlinka ve Varvarka sokaklarını da gezdikten sonra, Aziz Vasili Katedrali'nin arkasından ilerleyerek Bol Moskvoretski Köprüsüne geliyoruz. Köprüden güzel bir Moskova manzarası yakalama şansımız oluyor .
Sağda Kremlin, daha ilerde altın rengi kubbeleriyle Stalin'in yıktırdığı ama 90'larda yeniden yapılan Kurtarıcı İsa Katedrali, aşağıda akan Moskova nehri .Güneşin kızıl battığı bir günde içinden nehir geçen bu şehrin fotoğrafını çekmek, başka zamanlara kalıyor. Dünyanın en büyük Rus sanatı kolleksiyonunu barındıran Tretyakov Galerisi de köprünün karşı tarafında Zamoskroveçe semtinde bizi bekliyor.
Moskova Nehri
Sağda Kremlin, daha ilerde altın rengi kubbeleriyle Stalin'in yıktırdığı ama 90'larda yeniden yapılan Kurtarıcı İsa Katedrali, aşağıda akan Moskova nehri .Güneşin kızıl battığı bir günde içinden nehir geçen bu şehrin fotoğrafını çekmek, başka zamanlara kalıyor. Dünyanın en büyük Rus sanatı kolleksiyonunu barındıran Tretyakov Galerisi de köprünün karşı tarafında Zamoskroveçe semtinde bizi bekliyor.
Moskova Nehri
Moskova'nın en canlı,en hareketli caddesi Tverskaya Caddesi Nasyonel Otel'in köşesinden başlıyor.Cephesi heykel ve çiçek kabartmalarıyla, çatı alnı mozayiklerle süslü otelde Kremlin'e taşınmadan bir müddet Lenin'in de kalmış. Cadde boyunca sade ama cephesinde mutlaka bir hareket, ya bir sütun ya bir rölyef olan Sovyet dönemi binaları var. O dönemde bu caddede genişletme çalışmaları yapılmış ve çarlık dönemi evlerinden yıkılanlar olmuş.
Bazı yan sokaklara binaların altından yüksek kemerlerle geçiliyor.Moskova'yı kuran Uzun Kollu Yuri (Prens Yuri Dolgoruki) ile bu caddede tanışıyoruz. Atının üzerinde elini uzatmış sanki "işte burası" diyor. Caddenin daha yukarısındaki Puşkin Meydanı Moskova'nın en populer buluşma noktası imiş
.Anladığım kadarıyla Puşkin'in Rusların gönlünde ayrı bir yeri var. Ona Rus şiirinin güneşi diyorlar. Adı Moskova'da müzeden meydana, metro istasyonuna o kadar öyle çok yere verilmiş ki. Genç yaşta bir düello sonucu yaralanarak hayatını kaybeden şairin, Puşkin Meydanı'ndaki heykelinin açılış konuşmasını Dostoyevski'nin yaptığını, Dostoyevski'nin hayatını anlatan bir kitapta okumuştum.Hatta sağlığı biraz bozuk olduğundan, eşiyle Moskova'ya gelmek istediğini ancak,mali durumlarının müsait olmadığını hatırlıyorum.
Tverskaya Caddesinden görüntüler
Bazı yan sokaklara binaların altından yüksek kemerlerle geçiliyor.Moskova'yı kuran Uzun Kollu Yuri (Prens Yuri Dolgoruki) ile bu caddede tanışıyoruz. Atının üzerinde elini uzatmış sanki "işte burası" diyor. Caddenin daha yukarısındaki Puşkin Meydanı Moskova'nın en populer buluşma noktası imiş
.Anladığım kadarıyla Puşkin'in Rusların gönlünde ayrı bir yeri var. Ona Rus şiirinin güneşi diyorlar. Adı Moskova'da müzeden meydana, metro istasyonuna o kadar öyle çok yere verilmiş ki. Genç yaşta bir düello sonucu yaralanarak hayatını kaybeden şairin, Puşkin Meydanı'ndaki heykelinin açılış konuşmasını Dostoyevski'nin yaptığını, Dostoyevski'nin hayatını anlatan bir kitapta okumuştum.Hatta sağlığı biraz bozuk olduğundan, eşiyle Moskova'ya gelmek istediğini ancak,mali durumlarının müsait olmadığını hatırlıyorum.
Tverskaya Caddesinden görüntüler
Tverskaya caddesi üzerinde asıl görmek istediğimiz yer 14 numara. Caddenin Nasyonel Otel hizasından çıkıp, Puşkin Meydanı'ndan alt geçitten geçerek, karşı kaldırımdan geriye dönüyoruz. Yelisev Yiyecek Pazarı dışardan kendini hiç belli etmiyor. Ama içeriye girdiğiniz zaman Moskova'nın metro istasyonlarında olduğu gibi, mekanın asıl fonksiyonunu unutup, hayran hayran etrafı seyretmeye başlıyorsunuz.
Yelisev Yiyecek Pazarı Tverskaya 14
Burası da bir zamanlar Puşkin gibi edebiyatçıların da katıldığı geceler düzenleyen bir Rus prensesine ait küçük bir saraymış. Binayı daha sonra bir tüccar satın alarak yiyecek pazarı yapmış. Şimdi bir şarküteri. Ama nasıl bir şarküteri? Tavanından kristal avizeler sarkan, yaldızlı oymalı sütunları göz alan, pahalı havyar kutularına ve şaraplara bakmayı unutturan bir şarküteri.
Yelisev Yiyecek Pazarı Tverskaya 14
Burası da bir zamanlar Puşkin gibi edebiyatçıların da katıldığı geceler düzenleyen bir Rus prensesine ait küçük bir saraymış. Binayı daha sonra bir tüccar satın alarak yiyecek pazarı yapmış. Şimdi bir şarküteri. Ama nasıl bir şarküteri? Tavanından kristal avizeler sarkan, yaldızlı oymalı sütunları göz alan, pahalı havyar kutularına ve şaraplara bakmayı unutturan bir şarküteri.
Bolşoy Tiyatro binasında tadilat olduğundan içini gezemiyoruz. Alınlığın üstündeki güneşi göğe taşıyan atlı arabasıyla Apollon heykelini de göremiyoruz. Ama İstanbul'a döndükten sonra, topluluğun turneleri kapsamında Lütfi Kırdar'da, birçok gösterilerinden bölümler olan, bir programlarını izleme olanağımız oluyor.
Bolşoy Tiyatro Binasının da olduğu Tiyatro Meydanı ve civarında, Mali Tiyatrosu, Rus Akademik Gençlik Tiyatrosu, Moskova Sanat Tiyatrosu'nun binaları da var. Bu meydanın hemen karşısındaki Devrim Meydanı'nda (Plosçad Revolyutsi) oturmuş düşünen,üzerinde "bütün işçiler birleşin" yazısı olan Marks heykeli metro istasyonunun çok yakınında. Devrim meydanındaki Metropol Oteli alınlık kısmında ve duvarlarında birçok seramik pano ile dikkati çekiyor. Yakınlarda Politeknik Müzesi ve Mayakovski'nin müzeye çevrilen evi var.
Bolşoy Tiyatrosu
Politeknik
Eski KGB Binası
Bolşoy Tiyatro Binasının da olduğu Tiyatro Meydanı ve civarında, Mali Tiyatrosu, Rus Akademik Gençlik Tiyatrosu, Moskova Sanat Tiyatrosu'nun binaları da var. Bu meydanın hemen karşısındaki Devrim Meydanı'nda (Plosçad Revolyutsi) oturmuş düşünen,üzerinde "bütün işçiler birleşin" yazısı olan Marks heykeli metro istasyonunun çok yakınında. Devrim meydanındaki Metropol Oteli alınlık kısmında ve duvarlarında birçok seramik pano ile dikkati çekiyor. Yakınlarda Politeknik Müzesi ve Mayakovski'nin müzeye çevrilen evi var.
Bolşoy Tiyatrosu
Politeknik
Eski KGB Binası
Anatoli Ribalkov'un iki cild halinde okuduğum kitabına adını veren Arbat Sokağı, trafiğe kapalı, bir birbuçuk kilometrelik bir cadde. Girişinde sokak ressamları turistik havayı hemen hissettiriyor .Sağlı sollu hediyelik eşya dükkanları ,mağazalar, kafeler ve restoranlar var. Sokağın bir yerlerinde mutlaka tiyatro yapan bir guruba, ya da bir enstrüman çalanlara rastlayabiliyorsunuz.
Bu sokakta Puşkin'in çok sevgili eşi Natalya Gonçarova ile bir müddet oturduğu evi müzeye çevrilmiş evi var. Sokağın sonunda bakış açınıza Moskova'nın yedi kızkardeşleri olarak adlandırılan, Stalin binalarından Dışişleri Bakanlığı Binası giriyor. Hepsinin ortak mimari özellikleri olan bu binaların ikisi otel, biri üniversite, ikisi bakanlık binası diğer ikisi de konut ve işyeri olarak kullanılıyor.
Arbat Caddesinden görüntüler.
Bu sokakta Puşkin'in çok sevgili eşi Natalya Gonçarova ile bir müddet oturduğu evi müzeye çevrilmiş evi var. Sokağın sonunda bakış açınıza Moskova'nın yedi kızkardeşleri olarak adlandırılan, Stalin binalarından Dışişleri Bakanlığı Binası giriyor. Hepsinin ortak mimari özellikleri olan bu binaların ikisi otel, biri üniversite, ikisi bakanlık binası diğer ikisi de konut ve işyeri olarak kullanılıyor.
Arbat Caddesinden görüntüler.
.
Moskova'yı panaromik olarak seyrettiğimiz Serçe Tepesindeki Moskova Devlet Üniversitesi bu kızkardeşlerden biri.Rusya'da yeni evli çiftlerin, tarihi yerleri dolaşması bir adet. Bu genellikle de bir limuzin eşliğinde oluyor.Serçe Tepesi de bu yerlerden .
Dikkat ediyorum çiftler çok genç. Erken evlenip erken çocuk sahibi oluyorlar. Bunun sebebinin nüfusu azalma tehlikesinde olan Rusya'nın ikinci çocuk için verildiğini okuduğum (!) 10 bin dolar teşvik primi mi, yoksa dünyanın en pahalı üç şehrinden biri olan Moskova'yla başedebilmek mi olduğunu anlayamıyorum.
Moskova Üniversitesi
Dikkat ediyorum çiftler çok genç. Erken evlenip erken çocuk sahibi oluyorlar. Bunun sebebinin nüfusu azalma tehlikesinde olan Rusya'nın ikinci çocuk için verildiğini okuduğum (!) 10 bin dolar teşvik primi mi, yoksa dünyanın en pahalı üç şehrinden biri olan Moskova'yla başedebilmek mi olduğunu anlayamıyorum.
Moskova Üniversitesi
Moskova bir müzeler cenneti. Antik Eserler bölümünde Schilemann'ın Berlin'e kaçırdığı, Rusların işgali ile Moskova yolcusu olan Troia Hazinesinin sergilendiği Puskin Güzel Sanatlar Müzesi, Gorki'nin evi, Mayakovski'nin evi, Lermontov'un evi bunlardan bazıları olduğu gibi, birbirinden güzel parklar kaçırılmaması gereken yerlerden. Biz de bu dört günde gezebildiğimiz kadarını geziyoruz.
Ve Novodevici Manastırının mezarlığında da bizim bir şairimizin belki de ebedi evi var (Bugünlerde getirilmesi gündemde ya!). Memleket toprağından bir parça ve memleketin yabani çiçeklerinden küçücük bir demeti Nazım Hikmet'in mezarına bırakıyoruz. Başında, bana Atatürk'ün Samsun'a çıkış imgesini hatırlatan granit bir yontu var. Yanında hayat arkadaşı Vera Tulyokova'yla birlikte Gogol, Çehov, Prokofiyev, Şostakoviç, Kruşçev, Yeltsin'le Novodevici Mezarlığını paylaşıyorlar.
Yemyeşil bir mezarlık Novodevici Manastır Mezarlğı
Moskova'yı dolaşmanın en hızlı, en ekonomik ve en rahat yolu metroyu kullanmak. Böylece hem her saat sıkışık olan trafikten kurtuluyorsunuz, hem de görsel bir şölen yaşıyorsunuz. Moskova metrosunun oniki hattı, yüzyetmişiki istasyonu var. Bu sayılar yerinde saymayıp artmaya devam ediyor. Günde sekiz milyon kişinin metroyu kullandığı söyleniyor. Metronun birini kaçırdıysanız hiç üzülmeyin, nerdeyse arkanızı dönmeden yenisi geliyor. Biz sadece istasyonları görmek için Moskova'yı yeraltından da dolaşıyoruz. İstasyonlar için sanat galerisi ya da görkemli bir sarayın salonu gibi diyebiliriz.
Bazı istasyonların dışardan girişleri de sanatsal veya mimari bir özellik taşıyor. Yine bazı istasyonlarda yanyana üç yürüyen merdiven var. Bunlardan bir tanesi sürekli çalışmıyor, yoğunluk durumuna göre iniş ya da çıkış yönünde kullanılıyor.Metro merdivenlerinin ya da turnikerin yakınında "babuşka" dedikleri sert bakışlı,yaşlıca teyzeler geleni geçeni gözden geçiriyor.
Metro sistemi 1935 yılından itibaren yapılmaya başlanmış.Yapım çalışmalarında ülkenin her yanından gelenlerle, gençlik teşkilatı Komsomol üyeleri çalışmış.İstasyonların içinde zamanın en iyi sanatçılarının resimleri, heykelleri, rölyefleri var. Bizim en beğendiklerimiz Kievskaya,Kropotkinskaya,Mayakovskaya,Komsomolskaya, Revolustya Ploşad.
Yemyeşil bir mezarlık Novodevici Manastır Mezarlğı
Moskova'yı dolaşmanın en hızlı, en ekonomik ve en rahat yolu metroyu kullanmak. Böylece hem her saat sıkışık olan trafikten kurtuluyorsunuz, hem de görsel bir şölen yaşıyorsunuz. Moskova metrosunun oniki hattı, yüzyetmişiki istasyonu var. Bu sayılar yerinde saymayıp artmaya devam ediyor. Günde sekiz milyon kişinin metroyu kullandığı söyleniyor. Metronun birini kaçırdıysanız hiç üzülmeyin, nerdeyse arkanızı dönmeden yenisi geliyor. Biz sadece istasyonları görmek için Moskova'yı yeraltından da dolaşıyoruz. İstasyonlar için sanat galerisi ya da görkemli bir sarayın salonu gibi diyebiliriz.
Bazı istasyonların dışardan girişleri de sanatsal veya mimari bir özellik taşıyor. Yine bazı istasyonlarda yanyana üç yürüyen merdiven var. Bunlardan bir tanesi sürekli çalışmıyor, yoğunluk durumuna göre iniş ya da çıkış yönünde kullanılıyor.Metro merdivenlerinin ya da turnikerin yakınında "babuşka" dedikleri sert bakışlı,yaşlıca teyzeler geleni geçeni gözden geçiriyor.
Metro sistemi 1935 yılından itibaren yapılmaya başlanmış.Yapım çalışmalarında ülkenin her yanından gelenlerle, gençlik teşkilatı Komsomol üyeleri çalışmış.İstasyonların içinde zamanın en iyi sanatçılarının resimleri, heykelleri, rölyefleri var. Bizim en beğendiklerimiz Kievskaya,Kropotkinskaya,Mayakovskaya,Komsomolskaya, Revolustya Ploşad.
Metrolarla ilgili akılda kalıcı bir uygulama var.
Metro sisteminde dışardan merkeze doğru gelirken anonslar erkek sesiyle, merkezden dışarı doğru giderken kadın sesiyle yapılıyor. İşin esprisi tabi ama, bu sesler akşam işten çıkınca "çabuk eve gel" diyen kadının sesi, sabah da "çabuk işe gel" diyen patronun sesi olarak yorumlanırmış.
Yiyeceklere gelince, çok farklı yerlerde yemekler yiyoruz. Bazen bir Ukrayna restoranında,bazen maalesef bir Mc Donald'ta,bazen bir kafede. Lahana, otelde yaptığımız kahvaltılarda bile yerini alıyor. Bilini dedikleri krepleri içine konulan malzemeye göre tatlı tuzlu her şekilde yeniyor. Şaşlik dedikleri kuzu şişi beğenerek yiyoruz.
Bir Ukrayna yemeği olan İstanbul'daki Rejans'tan da bildiğimiz pancarlı, lahanalı Borş çorbasını burda ekşi bir sos olan smetanayla daha çok beğeniyoruz.Çok leziz esmer ekmeklerini seviyoruz.Pelmeni daha önce bir tatar tanıdığımdan da bildiğim bir çeşit mantı ve lezzetli. Yine Rejans kültürümüzden kievski , bev (böf) stragonoff ve piroşki (börek) yemek seçenekleri. Servis gerçekten de biraz yavaş, bir kahve için bile bazen on dakika bekleyebiliyorsunuz. Dil de sorun olabiliyor. Ama "morohenoye" leri muhteşem, yani DONDURMA. Oturarak ya da gezerken her fırsatta morohenoye yiyoruz.
Bir daça (Kır ya da yazlık ev)
(Star City, Yuri Gagarin'in de yaşadığı hala kozmonot eğitimlerinin yapıldığı uzay merkezi. Orijinal MIR uzay mekiklerinden biri, bir simülatör ve yer çekimsiz ortama hazırlık çalışmaları için bir havuz ve kozmonot giysileri...vs. gezdiriliyor.)
Bir Ukrayna yemeği olan İstanbul'daki Rejans'tan da bildiğimiz pancarlı, lahanalı Borş çorbasını burda ekşi bir sos olan smetanayla daha çok beğeniyoruz.Çok leziz esmer ekmeklerini seviyoruz.Pelmeni daha önce bir tatar tanıdığımdan da bildiğim bir çeşit mantı ve lezzetli. Yine Rejans kültürümüzden kievski , bev (böf) stragonoff ve piroşki (börek) yemek seçenekleri. Servis gerçekten de biraz yavaş, bir kahve için bile bazen on dakika bekleyebiliyorsunuz. Dil de sorun olabiliyor. Ama "morohenoye" leri muhteşem, yani DONDURMA. Oturarak ya da gezerken her fırsatta morohenoye yiyoruz.
Bir daça (Kır ya da yazlık ev)
(Star City, Yuri Gagarin'in de yaşadığı hala kozmonot eğitimlerinin yapıldığı uzay merkezi. Orijinal MIR uzay mekiklerinden biri, bir simülatör ve yer çekimsiz ortama hazırlık çalışmaları için bir havuz ve kozmonot giysileri...vs. gezdiriliyor.)
Yorumlar
Yorum Gönder