Mayıs 2007
Yakında doğum günü var, mayısın onaltısında üçyüzaltısına girecek. İki yıl önce gördüm hiç yaşlanmamış, güzelliğinden de hiç birşey kaybetmemiş. Taştan yaratılmış o, yaşlanmaz. Neva kanallarıyla damarlarında dolaşıyor. Kışın güneş saklanıyor ondan. Işığını sadece beş saat gösterdiğinde, biraz moralini bozuyor ama, yazın "al sana ışık , güzelliğine güzellik kat" diyor. Hele baharda, elli gün geceler bile beyaz oluyor . Bu ülkede insanlar Puşkin'e, Puşkin ona hayran.
"...
aysız ama aydınlık gecelerinde gördüğüm düşleri
gece lambamı yakmadan okuyup yazdığım odamı" seviyorum, sana hayranım Petersburg, diyor.
St. Petersburg'la Moskovsky Garında yağmur yağarken tanıştık. Gece yarısına iki saat vardı ama gökyüzü sadece, İstanbul'da havanın kapalı olduğu günler kadar griydi. Trenle yaptığımız sekiz saatlik yolculuk boyunca karsız kayın (değilse de bana göre öyle) ormanları arasından geçerek, votka eşliğinde akşam yemeğimizi yemiş, üzerine de zarflı bardaklarla çaylarımızı içmiştik.
St. Petersburg'da Moskovky Garı Trende çay keyfi
Otelimiz Park Inn Pulkova şehrin merkezine metroyla on onbeş dakika uzaklıktaydı. Metro istasyonlarının isimlerini dört günde ezberlemiştik. Sabah erkek, akşam kadın sesi Elektrosila, Park Pobedy, Moskovskaya dedi mi otele , Tekhnologichesky Instute, Sennaya Plochad, Nevsky Prospect dedi mi de şehrin atar damarı Nevsky Caddesinin ortalarına gelmiş oluyorduk.
Dörtbuçuk kilometrelik bu caddede, sadece barok ve neo klasik binaların güzelliğini seyrederek bile saatler geçirmiştik. St. Petersburg saraylar, konser salonları, kütüphaneler, kanallar, köprüler, heykeller, kiliseler, katedraller, kafeler, meydanlar,parklar, geniş kaldırımlar, kendi havasında insanlar yani bir şehrin güzel olması için gerekli herşeye sahipti.
Svitoy Petro ve Pavel Katedrali Büyük Petro'nun eli, dokunan şehre tekrar gelirmiş hikayesi
St. Petersburg'da Moskovky Garı Trende çay keyfi
Otelimiz Park Inn Pulkova şehrin merkezine metroyla on onbeş dakika uzaklıktaydı. Metro istasyonlarının isimlerini dört günde ezberlemiştik. Sabah erkek, akşam kadın sesi Elektrosila, Park Pobedy, Moskovskaya dedi mi otele , Tekhnologichesky Instute, Sennaya Plochad, Nevsky Prospect dedi mi de şehrin atar damarı Nevsky Caddesinin ortalarına gelmiş oluyorduk.
Dörtbuçuk kilometrelik bu caddede, sadece barok ve neo klasik binaların güzelliğini seyrederek bile saatler geçirmiştik. St. Petersburg saraylar, konser salonları, kütüphaneler, kanallar, köprüler, heykeller, kiliseler, katedraller, kafeler, meydanlar,parklar, geniş kaldırımlar, kendi havasında insanlar yani bir şehrin güzel olması için gerekli herşeye sahipti.
Svitoy Petro ve Pavel Katedrali Büyük Petro'nun eli, dokunan şehre tekrar gelirmiş hikayesi
Bizim nedense Deli dediğimiz Büyük Petro, kimliğini saklayarak tersanelerinde bir işçi gibi çalıştığı Avrupa'da, görüp hayran kaldığı ne varsa, kuracağı Petersburg'unda da olsun istemiş. Denizciliği öyle öğrenmiş ki , İsveç'lilerden kaybettikleri bütün toprakları geri almış. Önce Tavşan Adasına bir kale yaptırmış. Kazıklar çakılmış , İsveç'li savaş esirleri kucaklarında taş toprak taşıyarak doldurmuş kalenin temellerini.
Petro da kıyıda şimdi turistlerin gezdiği üç odalı bir kulübede kalmış (Peter's Cabin). Rusya'nın soğan kubbeli kiliselerine hiç benzemeyen, altın kaplı kılıç ihtişamıyla göğe yükselen katedral de ilk inşa ettirdiği yapılardan olmuş (Svitoy Petro ve Pavel Katedrali). Bu katedral Petro ve ondan sonraki çarların gömülü olduğu yer aynı zamanda . Kalenin başka kuleleri de var ki, aralarında kendi oğlu Aleksey de dahil olmak üzere , Gorki, Dostoyevsky, Lenin'in ağabeyi ve Troçki gibi bir çoklarının zindanı olmuş.
Katedralin içi, çar ve çariçe mezarlar..
Katedralin içi, çar ve çariçe mezarlar..
Şimdi, kıyılarında Petersburg'luların güzel havalarda güneşlenip suya girdiği kalenin, nehre bakan "Ölüm Kapısı" ndan geçen mahkumların geriye dönüşü olmazmış. Bir film ya da belgeselde seyretmiştim. Dostoyevsky ve yanındaki mahkumlar idam mangasının karşısında, tüfekler kendilerine doğrultulmuş, ölümü beklerken son anda çarın emri gelmiş, tüfekler indirilmişti. Dostoyevsky'nin devlet düzenini yıkmaya çalıştığı gerekçesiyle mahkum edildiği ölümden, yine çarın bir emriyle kurtulmuştu.
Neva önceleri izin vermez deltasına bir şehir kurulmasına, taşar, yıkar yapılanları. Petro elinde metreyle dolaşır su seviyesini ölçmek için. Kanallar açtırır, taşkınları engellemeye çalışır. Bütün taş ustalarını topladığı gibi, gelirken taş getirmeyenleri de şehre almaz denir. Petersburg, kanalları ve üzerlerinden geçen birbirinden güzel köprüleriyle güzelleştikçe güzelleşir.
Köprülerin demir işçilikleri muhteşem
Köprülerin demir işçilikleri muhteşem
İşte, Nevsky Caddesi bu güzel köprüleri, her tarzdan sarayları, binaları ve gerçekten de slav ırkının yadsınamaz güzelliğiyle bir podyum gibi uzar Petersburg'da. İster köprülerin üzerinde durup kanalda yansıyan binaları seyredin, ister parklarında oturup gözlerinizi yeşile, ciğerlerinizi temiz havaya doyurun. İsterseniz de kendisi sanat tarihi olan bu kentte, bir çok sanatçının yaratma serüvenini düşünün.
Biz bunların hepsini yaptık. Nevsky'nin yukarılarında dolaştığımız bir gün Marata Caddesi'nden , Dostoyevsky'nin aynı sokakta birkaç evde oturduğu Kuznechy sokağına girdik. "Suç Ve Ceza" yazar bu dar sokakta otururken yazılmış. Hangi cümleler kafasında uçuşurken Dostoyevsky tarafından bu kaldırımlara basılmış diye düşünmeden edemedik. Sokağın biraz ilerisinde güneşin pembeliğinin vurduğu siyah kubbeleri parlayan, sarı ve beyaz renkleriyle Vladimirsky kilisesinin önünden geçip yine Nevsky'yle buluştuk.
Ayrıca Latin alfabesiyle yazılmış tabela aramayın,Kril alfabesini tanımaya bakın
Ayrıca Latin alfabesiyle yazılmış tabela aramayın,Kril alfabesini tanımaya bakın
Beş milyon nüfuslu bu şehrin gösteri sanatlarına ayrılmış yüzden fazla tiyatro ve konser salonu var. Barishnikov ve Nureyev'in de dans ettiği Kirov Balesinin adı şimdi Marijinski. Petersburg'daki akşamlarımızdan birinde, arkadaşımız Valeria'nın kardeşi Romka ve eşi Katya'nın bizim için aldıkları biletlerle, Maly Zal'da Devlet Filarmoni Orkestrasını dinledik. Şostakovich, Prokofiyeff ve Rahmaninoff'un piyano ve viyolonsel için eserlerini kendi şehirlerinde dinledikten sonra beyaz gecelerden birine daha daldık.
Birçok restoran ve kafenin olduğu Nevsky'de birşeyler yiyip turlarken, trafiğin belli bir yerden sonra kesilmiş olduğunu farkettik. Gostiny Dvor'a yaklaştığımızda spot ışıklarını ve caddenin kenarında kurulan büyük podyumu gördük. Moskova'nın Gum Alışveriş Merkezi gibi, şehrin en eski çarşısı olan Gostıny Dvor'da defile başlamak üzereydi.
Birçok restoran ve kafenin olduğu Nevsky'de birşeyler yiyip turlarken, trafiğin belli bir yerden sonra kesilmiş olduğunu farkettik. Gostiny Dvor'a yaklaştığımızda spot ışıklarını ve caddenin kenarında kurulan büyük podyumu gördük. Moskova'nın Gum Alışveriş Merkezi gibi, şehrin en eski çarşısı olan Gostıny Dvor'da defile başlamak üzereydi.
En ünlü İtalyan markaları podyumda, St. Petersburg'lular da onları seyirdeydi. Biz de aralarına katıldık. Hava mavileşmeye başlamıştı., Bir önceki güne göre daha açık, ama, daha soğuktu. Moskova'da otuzaltı dereceyi gördükten sonra burada onbeş derece biraz üşütüyordu. Gece yarısı olmuştu.Moskova'daki alışkanlığımızı burda da sürdürdük. Kafe Hauz'dan (Rusçaya göre okunuş) dondurmalarımızı yedik.
Gostiny Dvor'da defile hazırlıkları,yol trafiğe Vladimirsky Katedrali
kapatıldı
Gostiny Dvor'da defile hazırlıkları,yol trafiğe Vladimirsky Katedrali
kapatıldı
Sıra gece yarısından sonra gemilerin geçmesi için açılacak olan Neva'nın köprülerini seyretmeye gelmişti. Bu sadece şehre dışardan gelenlerin değil, şehrin yerlisinin de yaz aylarında kaçırmadığı bir eğlenceydi. Kışlık sarayın önündeki Dvortsovy Köprüsünün Vasiliyevsky Adası tarafında yerlerimizi alıp Neva kıyısında yapılan havai fişek, ışık ve müzik eşliğinde göğe yükselen fıskıyeleri seyrettik.
Saat biri geçiyordu ve etraf ana baba günüydü. Haliç'teki fıskiye geldi aklıma Neva'nınkiler yanında o, ne kadar garip ve yanlızdı. Birbuçukta köprüler açıldı, gemiler geçti, biz de otelimize döndük. Vakit bu kadar geç olmuşken gün doğumunu izleyelim istedik. Üç gibi tan yerinde bir kızıllık belirdi ve yeni bir gün daha başlamıştı.
Anichkov Köprüsü'nün bir ayağı. II.Aleksandr öldürüldüğü yerde yapılan İsa'nın Dirilişi Kilisesi
Şaha kalkmış bronz atlar ve onlara gem vurmaya çalışan eğitimcileri heykelleriyle dört bir ucunun süslendiği Anichkov Köprüsü Moika, Fontanka , Griboyedov kanalları üzerindeki köprülerin en güzeli, her bir köprünün ferforje korkulukları birer sanat eseriydi. Petersburg'un en güzel fotoğraflarından biri olan Griboyedov kanalı üzerindeki köprülerden İsa'nın Yeniden Dirilişi (Khram Voskreseniya Khristova) Kilisesi'nin görüntüsü, gökyünün aldığı her renkte başka bir güzeldi.
Gribeyadov Kanalı ve İsa'nın Yeniden Dirilişi Kilisesi
Saat biri geçiyordu ve etraf ana baba günüydü. Haliç'teki fıskiye geldi aklıma Neva'nınkiler yanında o, ne kadar garip ve yanlızdı. Birbuçukta köprüler açıldı, gemiler geçti, biz de otelimize döndük. Vakit bu kadar geç olmuşken gün doğumunu izleyelim istedik. Üç gibi tan yerinde bir kızıllık belirdi ve yeni bir gün daha başlamıştı.
Anichkov Köprüsü'nün bir ayağı. II.Aleksandr öldürüldüğü yerde yapılan İsa'nın Dirilişi Kilisesi
Şaha kalkmış bronz atlar ve onlara gem vurmaya çalışan eğitimcileri heykelleriyle dört bir ucunun süslendiği Anichkov Köprüsü Moika, Fontanka , Griboyedov kanalları üzerindeki köprülerin en güzeli, her bir köprünün ferforje korkulukları birer sanat eseriydi. Petersburg'un en güzel fotoğraflarından biri olan Griboyedov kanalı üzerindeki köprülerden İsa'nın Yeniden Dirilişi (Khram Voskreseniya Khristova) Kilisesi'nin görüntüsü, gökyünün aldığı her renkte başka bir güzeldi.
Gribeyadov Kanalı ve İsa'nın Yeniden Dirilişi Kilisesi
Kilisenin arkasındaki pazarda matruşkalardan Rus köylülerinin ördüğü yün şallara, Sovyet Dönemi şapkalarından magnetlere her çeşit hediyelik eşya bulmak mümkün, tabi pazarlık şart. Kiliseyle cadde arasındaki Sanat Meydanı (Plochad Iskutssv) klasik uslübun ihtişamını yansıtırken, Moika'nın rıhtımlarından birinde düelloda aldığı kurşunla hayatını kaybeden,Rusların gurur kaynağı Puşkin'in heykeli de meydanda yerini alıyordu.
Caddenin diğer tarafında Vatikan'ın San Pietro'sundan esinlenerek yapılan Kazan Katedrali bir tapınağı andıran sütunlarıyla başka bir meydanı çevreliyordu. Yine Nevsky caddesinin bu bölümünde gezinirken giriş katı kitapçı ve üst katı çok şık bir kafe olan, adını eski dikiş makinelerinden bildiğimiz Singer Binası ilk bakışta bizi çarpmıştı.
Nevsky'den görüntüler
Nevsky caddesi boyunca yürürken görüntüye giren, Neva'nın kıyısındaki Donanma binası'nın külahı da altın bir kılıç gibi göğe yükselen Petersburg simgelerinden. Petro'nun kurduğu tersanenin bulunduğu yerdeki Donanma Binası günümüzde Denizcilik Okulu. Bu bölgedeki Dekabristler Meydanı'nın ortasında, ayağına yılan sarılan şaha kalkmış bir at üzerinde Büyük Petro'nun bronz bir heykeli ve altın kubbeli büyük St. İsak Katedrali Petersburg'un simgelerinden.
Kırk yılda tamamlanan onikibin kişilik katedral dünyadaki en büyük ortodoks katedrali. Dış cephesini süsleyen Finlandiya'dan getirilen porfir sütunları ve altın kaplama kubbesiyle muhteşem bir yapı. Katedralde sergilenen eski fotoğraflar arasında şehrin 900 gün kuşatıldığı II. Dünya savasında, kıtlık nedeniyle etrafının lahana bahçesi olmuş hali ilginçti.
Caddenin diğer tarafında Vatikan'ın San Pietro'sundan esinlenerek yapılan Kazan Katedrali bir tapınağı andıran sütunlarıyla başka bir meydanı çevreliyordu. Yine Nevsky caddesinin bu bölümünde gezinirken giriş katı kitapçı ve üst katı çok şık bir kafe olan, adını eski dikiş makinelerinden bildiğimiz Singer Binası ilk bakışta bizi çarpmıştı.
Nevsky'den görüntüler
Nevsky caddesi boyunca yürürken görüntüye giren, Neva'nın kıyısındaki Donanma binası'nın külahı da altın bir kılıç gibi göğe yükselen Petersburg simgelerinden. Petro'nun kurduğu tersanenin bulunduğu yerdeki Donanma Binası günümüzde Denizcilik Okulu. Bu bölgedeki Dekabristler Meydanı'nın ortasında, ayağına yılan sarılan şaha kalkmış bir at üzerinde Büyük Petro'nun bronz bir heykeli ve altın kubbeli büyük St. İsak Katedrali Petersburg'un simgelerinden.
Kırk yılda tamamlanan onikibin kişilik katedral dünyadaki en büyük ortodoks katedrali. Dış cephesini süsleyen Finlandiya'dan getirilen porfir sütunları ve altın kaplama kubbesiyle muhteşem bir yapı. Katedralde sergilenen eski fotoğraflar arasında şehrin 900 gün kuşatıldığı II. Dünya savasında, kıtlık nedeniyle etrafının lahana bahçesi olmuş hali ilginçti.
Ayrıca katedrali hava saldırılarından korumak için altın kubbe siyaha boyanmış. II. Dünya Savaşında 1941'den 1944'e 900 gün süren bu kuşatma günlerinde bir milyona yakın insan bombardıman, soğuk ve en çok da açlıktan hayatını kaybetmiş, insanlar evlerindeki evcil hayvanlardan duvar kağıdına, kitap ciltlerinden kaynamış deri kemerlere kadar ne buldularsa yemişler.
Katedralin Kulesi 100 kg. altınla kaplı
Moskovsky Prospect'te kaldığımız Hotel Pulkova'nın tam karşısındaki , 1975 yılında tamamlanan Leningrad'ın Kahraman Savunucuları Anıtı, ortasında yükselen bir obelisk ve her iki tarafındaki duvarların üzerinde bronz heykellerle Almanlara karşı yapılan o, 900 günlük büyük direniş anlatılıp ve anımsatılıyordu. Anıtın yeraltındaki devamı müze haline getirilmiş, o günlerden kalan bir takım objeler , 900 bronz lambayla oluşturulan loş bir ışık ve hüzünlü bir müzik eşliğinde sergilenmekteydi.
Leningrad'ın Kahraman Savunucuları Anıtı Mihailsky Müzesi
ve Hotel Pulkova
Katedralin Kulesi 100 kg. altınla kaplı
Moskovsky Prospect'te kaldığımız Hotel Pulkova'nın tam karşısındaki , 1975 yılında tamamlanan Leningrad'ın Kahraman Savunucuları Anıtı, ortasında yükselen bir obelisk ve her iki tarafındaki duvarların üzerinde bronz heykellerle Almanlara karşı yapılan o, 900 günlük büyük direniş anlatılıp ve anımsatılıyordu. Anıtın yeraltındaki devamı müze haline getirilmiş, o günlerden kalan bir takım objeler , 900 bronz lambayla oluşturulan loş bir ışık ve hüzünlü bir müzik eşliğinde sergilenmekteydi.
Leningrad'ın Kahraman Savunucuları Anıtı Mihailsky Müzesi
ve Hotel Pulkova
Rusların büyük çoğunluğunu sadece Piter dediği St. Petersburg Unesco Dünya Kültür Mirası Listesinde bir şehir. Kışlık Saray ve diğer üç binayla birlikte Hermitaj dünyanın en çok esere sahip müzelerinden. Meydandaki granit Aleksander sütunu , Kışlık Saray ve meydanın diğer tarafını çevreleyen Genelkurmay binası iki farklı gücün göstergeleri. Kışlık Sarayda çar, çariçe ve arşidüklerin şaşaalı yaşantısını, en son Sukorov'un bu sarayda çektiği "Rusya'nın Hazine Sandığı" filminde izlemiştim. Bu ihtişamı yaşamak isteyenler şimdi, belirtilen zamanlarda binlerce doları sayıp kiralayarak kutlamalarını yapabiliyor.
Kışlık Saray, Hermitaj ve civarı, Saray Meydanı, arkasında Genelkurmay Binası
Kışlık Saray, Hermitaj ve civarı, Saray Meydanı, arkasında Genelkurmay Binası
Petersburg'un dışında çarların ihtişamlı yaşantılarını sürdürdükleri Peterhoff, Yekaterina ve Pavlosks Saraylarından Peterhoff'da, sarayın ihtişamının yanında bahçe dizaynları ve fıskıyeler muhteşemdi. Baltık kıyısındaki bu sarayda yazın fıskıyeler açılıyor.
Romka ve eşinin görün dediği Yekaterina ki bizim sadece Baltacı'dan dolayı bildiğimiz Büyük Katerina Sarayı'ndaki Kehribar Oda, aslında görülmesi gereken yerlerden. Baştan başa kehribardan yapılan odanın, II. Dünya Savaşında zarar görmemesi için üzeri kaplanmış. Ancak Almanlar olayı farkedip, kehribar plakalarını söküp götürmüşler. Ondan sonrası için bir çok varsayım varsa da (gemiyle taşınırken battı, savaşta yandı, Sovyetler bulup geri aldı....gibi) yakın zamanlarda Ruslar odayı tekrar orijinali gibi yapıp ziyarete açmışlar.
Peterhoff Yazlık Saray
Gezdiğimiz saraylardan biri de tatar kökenli bir aile olan Yusuphov'ların sarayı. Zamanın ihtişamına uygun döşenen sarayda atalarından gelen bir alışkanlıkla olsa gerek hamamımsı bir bölüm de vardı. Rasputin bu sarayın bir odasında öldürülmüş ve kanala atılmış. Tüm müze saraylardaki gibi, burada da her odada sert bakışlı ciddi teyzeler, dinlenmek için şöyle bir yere yaslanmaya bile izin vermiyordu.
Yusuphov Sarayı
Romka ve eşinin görün dediği Yekaterina ki bizim sadece Baltacı'dan dolayı bildiğimiz Büyük Katerina Sarayı'ndaki Kehribar Oda, aslında görülmesi gereken yerlerden. Baştan başa kehribardan yapılan odanın, II. Dünya Savaşında zarar görmemesi için üzeri kaplanmış. Ancak Almanlar olayı farkedip, kehribar plakalarını söküp götürmüşler. Ondan sonrası için bir çok varsayım varsa da (gemiyle taşınırken battı, savaşta yandı, Sovyetler bulup geri aldı....gibi) yakın zamanlarda Ruslar odayı tekrar orijinali gibi yapıp ziyarete açmışlar.
Peterhoff Yazlık Saray
Gezdiğimiz saraylardan biri de tatar kökenli bir aile olan Yusuphov'ların sarayı. Zamanın ihtişamına uygun döşenen sarayda atalarından gelen bir alışkanlıkla olsa gerek hamamımsı bir bölüm de vardı. Rasputin bu sarayın bir odasında öldürülmüş ve kanala atılmış. Tüm müze saraylardaki gibi, burada da her odada sert bakışlı ciddi teyzeler, dinlenmek için şöyle bir yere yaslanmaya bile izin vermiyordu.
Yusuphov Sarayı
St. Petersburg'da Neva donmadan yani Ekimden önce gidilirse şehri gezmenin güzel bir şekli de kanal turu. Anichkov Köprüsü ve Saray Meydanı yakınından kalkan tekneler var. Biz Anichkov'dan başlayan bir tur yapmıştık. Petersburg'lu iki ufaklık turun güzergahını öyle biliyordu ki altından geçtiğimiz iki üç köprüde bir, köprünün üstüne gelip el sallıyordu. Tabi, rıhtıma gelindiğinde de bütün sevimlilikleriyle gülümseyip "Mükafat yok mu?" diye bekliyorlardı.
''Ama anneanne şimdi ağlıyıcam''
''Ama anneanne şimdi ağlıyıcam''
St. Petersburg'da bir dönem adını taşıdığı Lenin'in heykelini bir tek yerde gördüm. Eşimin mide rahatsızlığı nedeniyle otelde dinlenmeyi tercih ettiği cumartesi günü öğleden önce gittiğim Park Pobedy'de, yüksek bir kaidenin üzerinde elinde kasketiyle benim gibi Petersburg'luları seyrediyordu. Her tarafı fıskıyeler ve banklarla dolu parkta çocuklar favori eğlenceleri kay kay ve patenlerle kayarken, ellerinde biraları, suları, sigaraları, derin sohbetler ve sarılışlarıyla her yaştan Petersburg'lu kışın hasret kalacakları güneşi topluyordu.
Sayılarla Petersburg ;
- 100'ün üzerinde göl ve gölet
- 93 nehir, kolları ve kanal
- Tehlike arzeden 65 su baskını
- 19.yy.da 150 olan ada sayısı şimdi 42
- 200 yıl başkent
- 21'i açılan 342 köprü
- Kışlık Saray'da 1000'de fazla oda ve salon
2000 pencere bir o kadar kapı
- Peterhoff Yazlık Sarayında değişik tipte 64 fıskıye,
250 heykelden oluşan büyük çağlayan
- Şehir 2003'te 300 yaşını doldurdu
- 1736'dan bu yana öğle 12.00'de top atışı
- Hermitaj'da 3 milyon eser
- Rusya Müzesinde sadece Rus ürünü
400 bin eser
- Gregoryan takvime göre 25 Ekim'de olan
Devrim 7 Kasımda kutlanırdı
- Yine aynı sebepten Noel 7 Ocakta kutlanır
- Zaman dilimi bizden 1 saat ileri
Not: En alt sıradaki Büyük Petro, Kehribar Oda fotoğrafları ile,Leningrad'ın Savunucuları Anıtı, Sukorov'un filminden balo sahnesi ve köprülerin açılışı fotoğrafları görülmesini istediğimden internetten alınmıştır.
Sayılarla Petersburg ;
- 100'ün üzerinde göl ve gölet
- 93 nehir, kolları ve kanal
- Tehlike arzeden 65 su baskını
- 19.yy.da 150 olan ada sayısı şimdi 42
- 200 yıl başkent
- 21'i açılan 342 köprü
- Kışlık Saray'da 1000'de fazla oda ve salon
2000 pencere bir o kadar kapı
- Peterhoff Yazlık Sarayında değişik tipte 64 fıskıye,
250 heykelden oluşan büyük çağlayan
- Şehir 2003'te 300 yaşını doldurdu
- 1736'dan bu yana öğle 12.00'de top atışı
- Hermitaj'da 3 milyon eser
- Rusya Müzesinde sadece Rus ürünü
400 bin eser
- Gregoryan takvime göre 25 Ekim'de olan
Devrim 7 Kasımda kutlanırdı
- Yine aynı sebepten Noel 7 Ocakta kutlanır
- Zaman dilimi bizden 1 saat ileri
Not: En alt sıradaki Büyük Petro, Kehribar Oda fotoğrafları ile,Leningrad'ın Savunucuları Anıtı, Sukorov'un filminden balo sahnesi ve köprülerin açılışı fotoğrafları görülmesini istediğimden internetten alınmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder