BİR SANTİAGO BERNABEU ANISI

27 Nisan 2008




Nisanın son haftasından, mayısa sarkan periyotta onbeş gün İspanya'dayız. Madrid'te beş gün kalacağız.İkinci günümüz. Beşe doğru Thyssen Bornemizza Müzesindeki geçici  Amadeo Modigliani resim sergisine gideceğiz. Modigliani'nin ilginç hayatını yıllar önce bir oyunda izlemiş, etkilenmiştim. Resmettiği, uzun yüzlü kadınlar ve çıplakları da çok   değişiktir. Ve, müzeye geldiğimizde sergi için bilet  bulamıyoruz.

         

Rodi'yle (eşim), hadi Santiago Bernabau'ya diyoruz. Gelmeden önce internetten denemiş,ama bilet alamamıştık. Bilet bulamasak bile stad dışının havasını gözlemlerdik.

Sol Meydanından bindiğimiz metrodan, gerekli aktarmaları yaparak Santiago Bernabau İstasyonunda iniyoruz. Stad hemen karşımızda . Dört tarafı da cadde. Stadın ön tarafında  sıra  sıra seyyar satıcılar var. Tezgahlarında formalar,bayraklar,kaşkollar,tişort
lar,çakmaklar,anahtarlıklar.....üzerinde Real Madrid  arması olan bir  ton  çeşit var. Ayrıca yiyecek ve su satanlar.

    

Açık olan gişelerden birine yaklaşıyoruz. Sırada beş on kişi var ama hiç ilerleme yok. Gişede hoş bir genç kız var. Gişenin önüne gelenlerin bazıları beklemelerinin sonunda bilet alıp gidiyor,bazıları da almadan. Etrafta karaborsa bilet satanlar da var. Nihayet sıra bize geliyor. İnternette yaptığımız incelemede çok çeşitli bilet kategorisi olduğunu öğrenmiştik. Ama şimdi her kategoriye razıydık. Buraya kadar gelmişken bir Real Madrid maçı izlenmez miydi? (Rodi'nin mazisinde  hem futbolculuk ,hem  de antrenörlük var) Ama aldığımız cevap "şu anda hiç bilet yok ",bu arada gözü sürekli bilgisayarda. Bu sefer biz sıranın başında beklemedeyiz. Birkaç dakika sonra"tamam"
 diyor. Kale arkası sol taraf, üstelik ikinci sıra! Bana göre ikinci sıra gayet güzel,ama işi bilenlere göre ,değil tabi. Tanesi 50 euro."Tamam"diyoruz.
Maça yarım saat var,bütün kapılar kapalı. Kapılar, çünki 44 kapı var. Bizim biletimizin üzerinde 44. kapı yazıyor. Kapı numaralarını takip ediyoruz,bizim kapı stadın arka tarafında. O tarafta da bir hareketlilik var.Atlı polisler dolaşıyor.Aralarında bayanlar da var.
Derken,bir otobüs yaklaşıyor. Alkışlar arasında Athletic Bilbao'lu sporcular stada giriyor.
Maçın başlamasına onbeş yirmi dakika kala kapılar açılıyor.



Onbeş dakika içinde, bomboş stad ful doluyor.Bizim olduğumuz bölümde az da olsa Athletic'liler de var. Ellerinde sandviç poşetleri yemeklerini atıştıranlar da var etrafta. Ambiyans güzel,Rodi mest,o mutlu olduğu için , ben mutlu ; maç başlıyor.
Cassias bizim taraftaki kalede,  nefesleri bile duyuluyor futbolcuların.
Saviola ,Hiquen,Robinho,Sergio Romes, Raul,Diarra tanıdıklarım. (Evimizde çok maç seyredilir) İlk golü Saviola atıyor.Athletic'liler penaltı kaçırıyor. Sonra Robben ve Hiquen birer gol daha atıyor.
Sonuç ;Real madrid  3 - Athletic Bilbao  0

Maç çıkışı metro çok kalabalık olduğu için ,yaklaşık beş km.lik Castellano caddesini  yürüyerek otele geliyoruz. Madrid'in bir de böyle gecesini keşfediyoruz.

Yorumlar