KAŞ'IN ÇAKILLARI



Bu yıl ikinci kez bir caretta caretta ile karşılaştığım bu küçük koy, Kaş'ta Büyükçakıl Mahallesi'nin sınırlarında.Tatlı su kaynakları da olduğu için, su yer yer buz gibi.


Yıllardır (en az 30 yıl) bu koy beş  villanın hakimiyetinde, 'Özel mülk' tabelasıyla, koskoca Büyükçakıl Mahallesi'nin sakinlerine yasaklı idi. Demir kapılar kilitli, demir kapısı olmayan  elinde düdükle müdahale ederek, denize ulaşmak isteyen mahalle sakinini geri döndürürdü. (O kişiyi ben tanımadım, bizim Kaş'a gelmeye başladığımız yıllarda vefat etmişti)


7-8 yıl önce, ben de o villa sahiplerinden biriyle tartışmış, ama denize buradan girmeye de devam etmiştim. Zaten bildikleri, kıyı kanunlarını hatırlatmanın bir anlamı yoktu. Resmi olarak, denize inen bir yol da olmadığı için, bir çıkar yol bulma umuduyla, o dönemin  bir milletvekiline durumu anlatan mahalle sakinlerinden biri, ondan "siz de denizden tekneyle gelin" cevabını almıştı.


Düdükle dolaşan villa sahibi, evini bir vakfa (Mehmetçik diye duydum) bırakmış. Hala dört tekerleği üzerinde duran Tofaş marka arabası, bıraktığı gibi, bir ağacın altında duruyor. Benimle tartışan diğer villanın sahibi de rahmetliolduktan sonra, çocukları villayı, aynı koydaki diğer villalardan birinin sahibine sattı.


Vakfa verilen villada,  biz Kaş'a gelmeye başladığımız yıllardan beri oturan birileri var. Son iki yılda , imar affı beklentisi ile, yüz metre olmayan,  dört evin olduğu çıkmaz sokağımızda, on beş bina yapıldı. Zeytin ağaçları, makiler kesildi. Çoğu kiraya verilen  villa ve apart daireleri kullananlar, haliyle burunlarının dibindeki bu koya inmek için, bu evin, dolayısıyla beyaz Tofaş'ın yanından geçiyor.


Kayalık yapısı nedeniyle, tatilciler tarafından  pek de tercih görmeyen koyumuz, şimdilik mahalle sakinlerinin kullanımında. Bakalım, önümüzdeki günler, nelere gebe. Kimsenin,  yanında bir şey götürmediğini insanoğlu bir anlasa!

Yorumlar