Burası Yeni Zelanda’nın Queenstown şehri. Bu baktığım manzaranın, Maorilere göre bir hikayesi var.
Çook eskiden oralarda Maoriler yeşil taş ve yılan balığı avlarlarmış. Manata ve Matakauri evlenmelerine izin verilmeyen iki aşık gençmiş. Bu köyde yaşayan Manata, şefin kızı, Matakauri ise sıradan bir delikanlı imiş.
Bir gece Matau adında bir dev, Manata'yı kaçırır, benim tırmandığım o tepelerdeki inine götürür, sihirli bir kordonla da bağlar. Babası perişan olur, kızını kurtaranla evlendireceğini söyler.
Köyün gençleri devden korkarlar, ama Manata'yı tüm kalbiyle seven Matakauri, devin izini takip eder ve devi uyurken bulur. Ama bir türlü sihirli kabloları kesemez. Manata, devin sevdiği adamı öldüreceğinden korkup, ağlamaya başlar. Aşkın göz yaşları kabloları eritir ve kaçarlar.
Köye dönünce, evlenmelerine izin verilir. Matau'nun uyanınca daha fazla kötülük yapacağını düşünen Matakauri, tekrar devin mağarasına geri döner. Devin etrafına çok büyük bir ateş yakar. Rüzgarın da etkisiyle alevler devi öyle bir sarar ki, yüzlerce metre derinliğinde ve yetmiş beş kilometre uzunluğunda bir çukur oluşur.
Sonra yağmurlar yağar, çukur suyla dolar ve bu fotoğraftaki Wakatipu Gölü oluşur. Dev, uzuuuun yıllar önce ölmesine rağmen, Maoriler, gölün suyu yükselip alçaldıkça, olayı devin kalp atışlarına yorar 😊
Mayıs 2015’te bir akşamüstü tırmandığım bu tepeden dönerken, ormanda patika yolu kaybedip, kendi kendime ‘bir daha böyle maceralara atılma’ dediğim günden bir hatıra ..
Yorumlar
Yorum Gönder